21 Eylül 2012 Cuma

Küçük Adam



Bir yol var ve o yol sadece beklemek için var. Kimsenin gelmeyecek olduğunu bildiğin halde bekliyorsun. Tenine rüzgar değecek ve sen yine ağlayacaksın küçük adam. Gökyüzünün rengini değil ayakkabının her santimetresini bileceksin sen. Ve küçük adam sen büyümeyeceksin.

Bir gün mutlu olacaksın, ümitlenme çok sürmeyecek. Kelebeğin ömrü kadar. O mavi gökyüzünde uçarken öleceğini düşünmüyordur değil mi? Ben olsam düşünürdüm. Ben hiç büyümedim ki. Ben hiç gökyüzüne bakamadım.

Bir şeyler kopacak hep kendinden. Uzaklaşacaksın her şeyden, sahil kenarına gidip saatlerce yürüyeceksin. Kulağındaki hüzünlü namelerle dolduracaksın eksikliğini. Ve sen küçük adam sen öyle mutlusun. Neden anlamlara takılıyorsun. Sen mutsuzluğunla mutlusun.

Bir gün biri gelecek yine ve sen başını kaldıracaksın,  kaldırmam deme. Çünkü sen hiçbir zaman düşündüğün gibi yaşamadın ki. Sen bir tırtılsın küçük adam, asla uçamayacak olan bir tırtıl.

Sen insanları sevemedin küçük adam sevmeyi beceremedin, bu yüzden doğayı seveceksin. Yağmuru mesela, rüzgarı, toprağı.. Şarkıları seveceksin. Senin melodin hep hüzünlü çalacak, sen dans etmeyi bilmiyorsun ki. Sen küçük şeyleri gözünde büyütüyorsun.

'Ben zannetmiştim ki' diye başlayan cümlelerin kahramanı olacaksın sen. 'hiçbir şey asla eskisi gibi olmayacak' dediğin zamanlar üzüleceksin. Olsun sen üzülmeye alışkınsın. Sen ağlamaktan hiç korkmadın küçük adam, korkmayacaksın.

Ve bir gün büyüyeceksin küçük adam, ama kalbin asla büyümeyecek.