5 Haziran 2011 Pazar

Kamuflaj Tavırlar


Belirsiz, nerden geldiği ve nasıl oluştuğunu bilmediğim bir hüzün, yabancı değilim bu duyguya alıştım. Artık iyice farkına varıyorum. Bazen bir filmde, bazen melodilerde gün yüzüne çıkıyor bu gizli hüzün.


Depresif hali değil basit bir duygusallaşma değil bu, daha güçlü daha derin bir yerlerden geliyor. Sebebini asla bilemediğim bir yerlerden geliyor. Bunu nasıl anlatabilirim?


  İsyankar, mutsuz, asi, sürekli sorun çıkartan bir 'çocuk' gibi görünüyorum belki birçoğuza. Neden gülmüyorsun? Haydi çık şu halinden türünden gibi tepkilerle karşılaşıyorum. Ama bu mümkün olmuyor çoğu zaman polyannacılık oynamak yerine kendimle yüzleşip düştüğüm bu kuyudan çıkmak beni daha güçlü kılar felsefesiyle hareket ediyorum.. Dibe vurmalıyım ki yeniden yükselebileyim.


Yalnızlık benim için problem değildir çoğu zaman ama bazı anlar gelirki yenik düşerim işte, ağır gelir yalnızlık baş edemem. Anlatamam bazı şeyleri, çözülecek problemler değil ki anlatayım. İlla çözümü olmak zorunda mı sanki. Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir, gönlümün kıyısına vurur.

Reelde çok gülme diye uyarı alırken sanalda çok 'ağlama' diye uyarı almak da çok ilginç, durumumu
özletliyor. Gülüşlerimin arkasındaki hüznü kimse anlayamadı şimdiye kadar hoş anlamasınlar diyedir bu kamuflaj tavırlar.