25 Mart 2014 Salı

Mavi ve Siyah



Her şeyi başlatan o şarkıyı, satırlara serpiyorum. Sırtıma yüklediğim acıların bir beden büyük gelmesini kaldıramıyorum. Sağ tarafımda koca bir şehir gülümsüyor, yağmurun altında terkediyorum bugün kendimi. Sağ tarafımda karanlığa esir sessiz bir kent, sol yanımda ölüm çığlığı.

Kaderine bırakıyorum en zor olanı: kendimi. Attığım her adıma koca bir geçmişi yüklüyorum. Sessizce siliniyor ne varsa benden. Rengi akıyor renklerin, yarı açık camlardan. Canımı yakan her şeye tutunuyorum. Hüzün savuruyor rüzgarla yaşlarımı, bir yağmur hırçınlaşıyor kirpiklerimde.. Ve yine o ıslak kristal..

Hüsranın ıslak soluğu omuzlarımda. Gün ışığına direniyor duvar saati, bir yağmur damlıyor avuçlarına. Aynaları kırıyorum düşlerimle. Gözlerimi açtığımda ölümü görüyorum.. Sonra yeniden uyuyorum.. Ayırt edemiyorum! Ölümü istiyorum.

Koridora yankılanan ayak sesleri, ses yumağının kirli bir hışırtısı var kulağımda. Bunu hak ettiğimden, bunu yaşıyorum. Ellerimi uzatıyorum Kayden saflığında, ellerime değmiyor. Bir anda büyüdüğümü farkediyorum. Alınan çocukluğumu küfrederek istiyorum hayattan.

Çaresizliğimden inanıyorum, bıraktığım kapının ardında kanlı ellerimle çiziyorum bir umudu. Boşluk kadar serpiyorum her birine, Kayden saflığında hissetmeye çalışıyorum, ellerime bakıyorum.. büyüdüğünü farkediyorum. Aldığım her nefesi, siyah bir dumanla üflüyorum.

Hüzüne bulanan mutluluklarımda can veriyorum. Ağlarken gülümsüyorum, bir yumruk daha atıyorum kendime. Kelimeleri hecelere bölüp tek tek irdeliyorum, susmaya itiliyorum. Galiba.. düşüyorum. Mutluluk kırıntısı kalan yaşlarımı kıskanıyorum.

Duvarlar yine sessiz, sukunetle dans ediyor. Her bir göz yaşına bir ceset ağırlığı sığıyor. Hayatımı en komik yerden izliyor bir şizofren. Terk ediyorum göz yaşlarımı, gözlerimdeki havuzu saklıyorum. İçimden sökemiyorum bu kaybolmuşluk hissini. Bir kez daha yön tahtamı rüzgara esir ediyorum. Bugün.. Bugün biraz daha susuyorum.

Zamanın merhameti, belkiler kadar çırılçıplak. Yatağımda başım kanıyor.. Saklıyorum. Kimsenin bilmediği bir yerleri, anısı olmayan yarınları dolduruyorum ceplerime. Yalın ayak yürüyorum, kendimden kaçıyorum, iz bırakmadan.

Zaferindir bugün siyahın, doldurduğum kadehlerin kanıdır bu gece. Savrulduğum benlerin salınışıdır, rüzgara son güvenişim, yağmura son aldanışımdır. Kırıyorum kandığım saatleri, bir nefes ağırlığında bugün terkediyorum kendimi. Özlüyorum yarınları, yanına koyduğum acılarımla üşüyorum.

Küçük bir tebessüm istiyorum ama sonunu bildiğim romanın, o son sayfasını değiştiremiyorum.

''Sen bir tırtılsın küçük adam, asla uçamayacak olan bir tırtıl.''


Galiba.. d/üşüyorum.
Mavisi kadar bu hayatın, siyahı kadar.. 
Kavuşuyorum göklere,
Öylece düşüyorum..